11 Temmuz 2013 Perşembe

~ BOSNA'DA TOPLU MEZARLARI ORTAYA ÇIKARAN MAVİ KELEBEKLERİN HİKAYESİ ~




Yakın tarihimizin en karanlık sayfalarından birini teşkil eden Bosna Savaşı ( 1992-1995) esnasında Uluslar arası Kızılhaç Örgütü verilerine göre Bosna Hersek’te 312.000 kişi hayatını kaybetti. Bu kayıpların 200.000 kadarı Boşnak halkına ait olup bu halk dünyanın gözü önünde sistematik bir soykırıma tabi tutulmuştu.Bosna ve Kosova’daki katliamlarda öldürülen sivillerin gömüldüğü toplu mezarların yeri bilinmiyordu, ki pek çoğunun halen de bilinmiyor.

Söylenenlere göre toplu mezarların saklanmasında gösterilen itina pek az şeyde gösterilmiş. Mezarlar hem derin kazılmış hem de üstü kapatıldıktan sonra çevrenin doğal bitki örtüsüne uygun olarak yeşillendirilmiş.
Bugüne değin bu işlerle (toplu mezar bulma) ilgilenen insanların kullandıkları yöntemler (uydu resimleri vb) bu yüzden pek işe yaramamış.Derken, mevcut coğrafyanın belli bazı bölgelerinde kelebek nüfusunda ciddi bazı artışlar gözlemlenmiş.Bu bölgeleri inceleyen uzmanlar bu bölgelerdeki bitki örtüsünde de tuhaf bir zenginleşme keşfetmişler.Bunun nasıl olduğunu anlamak için araştırma yaparlarken bu yerlerin altındaki cesetlere ulaşmışlar, araştırma derinleşmiş, ve toplu mezarlara ulaşmışlar.

Pekiyi bu nasıl olmuş?

Toplu mezarlara gömülen cesetler toprağa karıştıkça toprağın besleyiciliğini artırmışlar (mineral vb yönünden), ve bu da bölgede bulunan misk otu ya da yavşan otu olarak bildiğimiz bitkinin (artemisia vulgaris) coşup fışkırmasına, ve bu da yalnızca bu bitki ile beslenen mavi kelebek nüfusunun artan besin miktarına paralel olarak artmasına sebep olmuş.

Olay basına yansıyınca yerel halk da araştırmaya katılmış ve öncelikli bölgeler belirlenip bu yolla pek çok toplu mezara ulaşılmış.

Bir teori vardı hatırlar mısınız bilmem. Ekvatorda bir kelebeğin kanat çırpışlarının kutuplarda fırtına oluşturma ihtimalinden bahsediyordu. Bu ne kadar doğru ya da yanlış bilmiyorum ama Bosna’da kanat çırpan mavi kelebekler toprak altında topluca yatanların çığlığı misali çırpıyor kanatlarını. O kelebeklerin kanat çırpışları ile bulunan toplu mezarlardan bizim beyinlerimizde bir fırtına oluşturma ihtimalini barındırıyor, yaşananları unutmamak, anlamak adına…

Evet, bugün Bosna'da 11 Temmuz 1995'te yaşanan ve en az 8,372 Boşnak'ın Srebrenitsa kentinde general Ratko Mladiç komutasindaki ağır silahlarla donatılmış Bosna Sırp ordusu tarafından tüm dünyanın gözü önünde katledildiği gündür... Katliamın 18. yılı ..

Bir Nefes Duâ...

Allah c.c Hepsine Rahmet Eylesin... Mekânları Cennet Olsun İnşâAllah...

8 yorum:

  1. Aminn canım..Okadar üzücü bir olay ki kelimeler kifayetsiz kalıyor..Mavi kelebekleri hiç duymamıştım , Rabbim isteyince kelebekler dahi yol gösterici oluyor..
    Allah hepsine rahmet eylesin , mekanları cennet olsun inşallah..

    YanıtlaSil
  2. Katil avrupa'nın göbeğinde şehit edildi kardeşlerimiz, Allah onlara rahmet, bizi mağfiret, katillerin de azabını şedid eylesin...Dün de yine toplu bir mezar çıktı..!

    YanıtlaSil
  3. bedenleri kayıp olsada allah ruhlarına sahip çıkar o değilmidir bizlere ruhundan üfleyen..
    ben eminim ki o kardeşlerimin hiç biri acı çekmedi rüya geldi onlara bu ölüm pamuktan bulutlar gibi..
    bu katliam da eli dile ve gözü olan herkezi allahın cezasına havale ediyorum ben arnavutum ve bir Arnavut olarak ölmeye hazırım..

    YanıtlaSil
  4. Dogada hiç bir şey gizli kalmiyor gunu gelinince hersey gün yuzune çikiyor

    YanıtlaSil
  5. ALLAH Ç.Ç. orada şehit olmuş kardeşlerimize rahmet bizlere merhamet eylesin ve böylece aşağılık insanları kahhar ismiyle kahreylesin allah yolunda can werenlerin üzerine beton dahi döküp yok etmeye çalışşanızda bi kelebek dahi orada can werenlerin çığlığı olup kanat çırpar ALLAH türk milletinin yar we yardımcısı olsun

    YanıtlaSil
  6. Yazık para ve güç bizler için ne kadar önemli ki isyan/savaş çıkarabiliyor sistemin başındakiler.

    YanıtlaSil
  7. Çok üzücü..onlarin BARIŞ KELEBEĞİ olarak dünyaya yeniden döndüğünü hayal edelim. Savaşlar cok kötü. Tüm insanlar dil, din, ırk ayrımı olmadan dostlukla yaşayabilse ne güzel olurdu.

    YanıtlaSil